Sungurlu Bayan Masör-Masör Bayan Ece
Sungurlu Bayan Masör-Masör Bayan Ece
Sungurlu Bayan Masör-Masör Bayan Ece İşkencenin uygulandığı birden çok cadı davasına bizzat gözetmenlik etmiş ve kendi demonoloji kitabını yazmış Kral James’e nazaran cadılar her yerdeydiler: “Şeytanın iğrenç köleleri olan cadılar yahut büyücüler şimdilerde korkutucu ölçüde çoklar, eskiden hiç olmadığı kadar fazlalar.” James’in idaresi altında, cadı davaları için kurulan ve gerektiğinde işkence uygulayan özel bir komisyon, 1591’den 1597’ye kadar en az üç yüz davayı yönetti. Kıta Avrupası’nda IV. Henry’nin idaresindeki Pierre de Lancre Bask bölgesini kasıp kavuruyordu.
Lorraine Dükü III. Charles için çalışan Rémy, cadı zanlılarına karşı fazla ılımlı davranan mahalli sulh hakimlerini uyarma yetkisine sahipti. Cadı idamlarının en fazla görüldüğü Alman eyaletlerinde cadı avlama faaliyeti resmi niteliğe sahip gezici etkinlikleri andırabiliyordu. Mahkumiyetlere engel olan her tür yerel yasa ve âdeti geçersiz kılmaya hazır adli cadı avcıları şehirleri ziyaret ediyordu. 16. Ve 17. Yüzyıllardaki cadı avı çılgınlığı aşağıdan değil, yukarıdan dayatılıyordu. Bir cadı için verilen ölüm kararının arkasından idam gösterisi geliyordu. Avrupa’da bu gosteri çoğu zaman ateş yakılarak yapılıyordu. Cadıları diri diri -bazen de boğulduktan sonrayakma fikri saygı duyulan bir Fransız felsefeci ve Paris Parlamentosu üyesi Jean Bodin tarafından destekleniyordu. Bodin bu pratiği, cehennemde ebediyete kavuşmak için bir tür hazırlık olarak yorumluyordu.
Sungurlu Bayan Masör-Masör Bayan Ece
Sungurlu Bayan Masör-Masör Bayan Ece Cadıları ağır ateşte kızartıp pişirmek şeytanın onlara bu dünyada çektirdiği azabın ve cehennemde onları bekleyen ebedi ızdırabın yanında büyütülecek bir ceza değildir. Zira buradaki ateş cadı ölene kadar en fazla bir saat yanar. Ateş yakılmadan önce orada toplanan seyircilere cadıların suçları ayrıntılarıyla bildiriliyordu. İspanya’da, aralarında yirmi dokuz cadının da olduğu elli dokuz zındığın ateşe atıldığı bir infaz tam iki gün sürdü. Cadılar yirmi iki sabbat ayinine katıldıklarını itiraf etmişlerdi. Tarihçi Henry Lea şöyle diyordu: “Zanlıların savcıları tatmin etmek için uydurduğu tüm o acayip çirkinlikler uzun uzadıya dinleniyor ve beklenen dehşet ve nefreti uyandırarak orada bulunan kalabalığı şaşkına çeviriyordu.” ayrıca cadıların cinsel maceraları, cesetlerle ziyafet çekmeleri, kendi çocuklarını zehirlemeleri ve hasatları telef etmeleri ayrıntılarıyla anlatılıyordu.
Michel Foucault’nun “darağacı gösterisi” söylediği vaka seyredenleri kendinden geçiriyordu. Mahkum edilmiş cadıların hayali cinsellik yaşamlarının anlatıldığı resimli ucuz kitapçıklar infaz sırasında seyircilere satılıyordu. Gravürlerle süslenmiş bu ilk tabloitler şeytan tarafınca ayartılmanın renkli anlatılarını sunuyordu. Cadıların iddia edilen kabahatlarının çoğu aynı olduğundan, matbaacılar bir çok infaz için yalnız başlıklardaki suçlu isimlerini değiştirerek gravürleri yine kullanabiliyorlardı. Alıcılar/seyirciler ellerinde cadıların kabahatlarının resimli tasvirleriyle kadınların çığlıklarını dinlerken, hem etik bir şok yaşıyor hem de sadist bir haz alıyorlardı.








Son yorumlar