Sungurlu Masaj Salonu

Sungurlu Masaj Salonu

Sungurlu Masaj Salonu Julius, benliğinin özünde mevcud bir şeymiş benzer biçimde görünen sakin ve becerikli hareketlerle kontrol ettiği cipini park ettiği yerden çıkarıp Lake Circle Yolu’na çevirdi. Bu adam çok iyi bir arkadaş da olur korkunç bir düşman da diye düşündü Grace. Pozitif düşünen tiplerden bulunduğunu sanmıyordu onun, daha çok taktik strateji uzmanı bir karakterdi. Ne tür bir sevgili olabileceğini ise düşünmek istemedi. Ne yaparsan yap o sulara girme, dedi kendi kendine. J ayne Ann Krentz Grace gece boyunca o denli gergindi, kafası Julius’la o kadar meşguldü ki onun hislerini neden bu kadar rahatsız ettiği üzerinde kafa yoramamıştı.

Aklına gelen tek şey buz dağlarıyla ilgili söylenen şeydi, doğrusu en tehlikeli kısmın suyun altında gizli olduğu. Kadınsı sezgileri, Julius Arkwright’in kendisine dair gizlediği çok şey bulunduğunu söylüyordu. Öyleyse ne olmuştu ki kısaca? Bu, herkes için söylenebilirdi. Juliusun gizli taraflarının üzerinde durmak için bir sebep yoktu. Bu aralar kendi derdi başından aşkındı. Julius’a dair bilmiş olduğu gerçekler yiyecek süresince sohbete konu olan şeylerden öteye geçmiyordu. O bir girişimciydi hem de Irene’e göre çok başarılı bir risk sermayedarıydı.

Sungurlu Masaj Salonu

Sungurlu Masaj Salonu Diğer yatırımcılar, Juliusun kendi adlarına yatırım yapmaları için milyonlarca dolarlarını ona emanet ediyorlardı. Para kazanmak kötü bir şey değil tabii diye düşündü Grace. İşin aslı, para kazanarak geleceğini garanti altına almak şu anda kendi yapılacaklar listesinin en başında duruyordu. İnsan ancak işini kaybedince tertipli bir işin değerini anlayabiliyordu. Bunu en iyi kendisinin bilmesi gerekirdi, yaşamdan ne beklediğini bulabilmek için üniversiteyi yarıda bıraktığından beri girip çıktığı işlerin sayısını bile unutmuştu.

Tam on sekiz ay boyunca çalıştığı Witherspoon Way merkezindeki işi daha önce girdiği işlerin hepsinden daha uzun devam etmiştü. Anası ve ablasının, bıkıp usanmadan değiştirdiği kariyer durumunun nihayet bir istikrar kazanılmış olduğunı umduklarını biliyordu. Kendisi de aynı şeyi umuyordu aslına bakarsak. Julius, Cloud Lake Gölü’nün girintili çıkıntılı kıyısını dolanan iki şeritli dar yolda şaşırtıcı derecede yavaş sürüyordu arabasını. Gölün yüzeyi ayın şavkını yansıtan dev, karanlık bir ayna benzer biçimde görünüyordu. Arabanın içindeki sessizlik bunaltıcı bir hâl almış, Grace Nefes Al bu sessizliği bozacak bir yol bulmaya çalışıyordu.